Orta Anadolu’nun tam kalbinde, tarih ve doğanın iç içe geçtiği eşsiz bir şehir olan Aksaray, genellikle Kapadokya’ya giden yolda bir geçiş noktası olarak görülse de aslında kendi başına bir keşif cennetidir. Selçuklu mimarisinin en görkemli eserlerinden dünyanın en büyük kanyonlarından birine, bembeyaz bir tuz çölünden yerin altındaki gizemli şehirlere kadar Aksaray, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim vadediyor. Bu gezi rehberi, şehrin saklı kalmış güzelliklerini ortaya çıkarmak için hazırlandı.
- 1. Doğal Güzelliklerin Büyüsü
- 1.1. Ihlara Vadisi: Bir Doğa Harikası
- 1.2. Tuz Gölü: Beyazın Sonsuzluğu
- 2. Tarihin Derinliklerine Yolculuk
- 2.1. Selime Katedrali ve Manastırı
- 2.2. Yeraltı Şehirleri: Gizemli Dünyalar
- 2.3. Güzelyurt: Taş Konakların Zarafeti
- 3. Selçuklu Mirasının İzinde
- 3.1. Sultanhanı: Kervanların Mola Yeri
- 3.2. Aksaray Merkez’deki Cevherler
Doğal Güzelliklerin Büyüsü
Aksaray, coğrafi konumu sayesinde nefes kesen doğal oluşumlara ev sahipliği yapar. Bu güzellikler, fotoğraf tutkunları ve doğa severler için adeta birer vaha niteliğindedir.
Ihlara Vadisi: Bir Doğa Harikası
Aksaray denince akla ilk gelen yer şüphesiz Ihlara Vadisi‘dir. Yaklaşık 18 kilometre uzunluğu ve yer yer 150 metreyi bulan derinliğiyle dünyanın en büyük kanyonlarından biri olan bu vadi, Melendiz Çayı’nın binlerce yılda oluşturduğu bir şaheserdir. Vadinin en etkileyici yanı ise dik yamaçlarına oyulmuş yüzlerce kilise, manastır ve yaşam alanıdır. Hristiyanlığın ilk dönemlerinde keşişlerin inzivaya çekildiği bu kutsal mekanlar, bugün hala freskleriyle ziyaretçilerini büyülemektedir. Vadi içinde yapacağınız bir yürüyüşle hem doğanın tadını çıkarabilir hem de tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
Tuz Gölü: Beyazın Sonsuzluğu
Türkiye’nin tuz ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan Tuz Gölü, sadece ekonomik bir değer değil, aynı zamanda görsel bir şölendir. Özellikle yaz aylarında suyun çekilmesiyle ortaya çıkan bembeyaz tuz tabakası, sonsuz bir beyazlık hissi yaratır. Gün batımında gölün üzerine yansıyan kızıl ve turuncu tonlar ise kartpostallık manzaralar oluşturur. Aynı zamanda göçmen kuşların, özellikle de flamingoların önemli bir üreme ve konaklama alanı olan Tuz Gölü, doğa fotoğrafçıları için kaçırılmaması gereken bir duraktır.
Tarihin Derinliklerine Yolculuk
Aksaray, Hititlerden Selçuklulara, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar pek çok medeniyetin izlerini taşır. Bu zengin geçmiş, şehrin her köşesinde kendini gösterir.
Selime Katedrali ve Manastırı
Ihlara Vadisi’nin bitiş noktasında yer alan Selime Katedrali, peri bacalarını andıran devasa bir kaya kütlesine oyulmuş, Kapadokya bölgesinin en büyük manastırıdır. İki katlı yapısı, kiliseleri, şapelleri, mutfağı ve yaşam alanları ile adeta bir kale görünümündedir. Yüksek konumu ve etkileyici mimarisi, ziyaretçilere zamanda geriye gitmiş hissi yaşatır. Manastırın tepesinden vadiye bakmak ise paha biçilmez bir deneyimdir.
Yeraltı Şehirleri: Gizemli Dünyalar
Kapadokya bölgesinin genelinde olduğu gibi Aksaray’da da düşman baskınlarından korunmak amacıyla inşa edilmiş çok sayıda yeraltı şehri bulunmaktadır. Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri ve Gaziemir Yeraltı Şehri, bunların en bilinenlerindendir. Dar tünellerle birbirine bağlanan odaları, havalandırma bacaları, su kuyuları ve kilit taşı görevi gören devasa sürgü taşları ile bu yapılar, dönemin mühendislik dehasını gözler önüne serer.
Güzelyurt: Taş Konakların Zarafeti
Eski adı Gelveri olan Güzelyurt, tarihi Rum evleri, kiliseleri ve Manastır Vadisi ile adeta bir açık hava müzesidir. Daha sakin ve otantik bir Kapadokya deneyimi arayanlar için ideal bir yerdir. Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında gezerken taş işçiliğinin en güzel örneklerini görebilir, Kilise Camii’ni (Aziz Gregorius Theologos Kilisesi) ziyaret edebilirsiniz.
Selçuklu Mirasının İzinde
Aksaray, Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış bir şehir olmasa da stratejik konumu nedeniyle önemli eserlere ev sahipliği yapmıştır.
Sultanhanı: Kervanların Mola Yeri
Aksaray-Konya yolu üzerinde bulunan Sultanhanı, Anadolu’daki en büyük ve en görkemli Selçuklu kervansarayıdır. Sultan I. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılan bu anıtsal yapı, taş işçiliğinin zirve yaptığı taç kapısı, avlusu ve kapalı bölümü ile ziyaretçilerini hayran bırakır. İpek Yolu üzerinde seyahat eden kervanların güvenli bir şekilde konaklaması için tasarlanmış bu han, Selçuklu medeniyetinin gücünü ve estetik anlayışını yansıtır.
Aksaray Merkez’deki Cevherler
Şehir merkezinde de keşfedilecek pek çok tarihi yapı bulunmaktadır:
- Eğri Minare (Kızıl Minare): İtalya’daki Pisa Kulesi’ne benzetilen eğik yapısıyla dikkat çeken bu minare, Selçuklu döneminden kalma eşsiz bir eserdir. Tuğla işçiliği görülmeye değerdir.
- Ulu Cami: Karamanoğlu Beyliği dönemine ait olan cami, ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden birini barındıran minberi ile ünlüdür.
- Somuncu Baba Türbesi: Manevi bir atmosfer arayanlar için önemli bir ziyaret noktasıdır.
Sonuç olarak Aksaray, tarihi dokusu, doğal harikaları ve kültürel zenginliğiyle keşfedilmeyi bekleyen bir hazinedir. Bir sonraki seyahat planınızda bu güzel şehre hak ettiği zamanı ayırın ve Kapadokya’nın kalbindeki bu eşsiz güzellikleri kendi gözlerinizle görün.