Türkiye’nin en anlamlı ve özel coğrafyalarından biri olan Çanakkale, hem destansı tarihi hem de Ege’nin büyüleyici doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar. Mitolojinin, tarihin ve mavinin iç içe geçtiği bu topraklarda atacağınız her adım, sizi farklı bir hikayenin içine çekecektir. İşte Çanakkale’de mutlaka görmeniz gereken yerleri kapsayan detaylı gezi rehberimiz.
- 1. Gelibolu Yarımadası: Bir Destanın Yazıldığı Topraklar
- 1.1. Görülmesi Gereken Şehitlikler ve Anıtlar
- 2. Troya Antik Kenti: Mitolojinin Gerçek Olduğu Yer
- 3. Şehir Merkezinde Keşfedilecekler
- 3.1. Merkezdeki Önemli Noktalar
- 4. Ege Rüzgârı: Bozcaada ve Gökçeada
- 5. Felsefe ve Huzurun Adresi: Assos (Behramkale)
Gelibolu Yarımadası: Bir Destanın Yazıldığı Topraklar
Çanakkale denildiğinde akla ilk gelen yer, şüphesiz ki Gelibolu Tarihi Yarımadası’dır. Burası, Birinci Dünya Savaşı’nın en çetin mücadelelerine sahne olmuş, bir milletin kaderinin yeniden yazıldığı kutsal topraklardır. Bu bölgeyi gezerken sadece turistik bir gezi yapmakla kalmaz, aynı zamanda derin bir manevi yolculuğa çıkarsınız.
Görülmesi Gereken Şehitlikler ve Anıtlar
- Çanakkale Şehitler Abidesi: Yarımadanın en güney ucunda, Morto Koyu’na hakim bir tepede yer alan bu anıt, Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybeden tüm şehitlerimizin anısını yaşatır. Dört sütun üzerine yükselen bu heybetli yapı, vatan savunmasının ve fedakarlığın sembolüdür.
- 57. Alay Şehitliği: Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” komutunu verdiği kahraman 57. Alay anısına yapılmıştır. Şehitliğin atmosferi, ziyaretçilere o anların kahramanlığını derinden hissettirir.
- Conkbayırı ve Atatürk Anıtı: Savaşın seyrini değiştiren en stratejik noktalardan biridir. Buradan hem Anafartalar Ovası’nı hem de Ege Denizi’ni panoramik olarak görebilirsiniz. Atatürk’ün göğsüne şarapnel parçasının isabet ettiği yer de tam olarak buradadır.
- Anzak Koyu ve Yabancı Anıtlıklar: Savaşın sadece bizim için değil, karşı taraf için de ne kadar büyük kayıplara neden olduğunu görmek adına Anzak Koyu, Lone Pine (Kanlısırt) Anıtı gibi yerleri ziyaret etmek önemlidir. Bu, tarihe daha bütüncül bir bakış açısı sunar.
Troya Antik Kenti: Mitolojinin Gerçek Olduğu Yer
Homeros’un İlyada Destanı ile ölümsüzleşen Troya, binlerce yıllık geçmişiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde yer alan büyüleyici bir antik kenttir. Farklı dönemlere ait 9 katmanın üst üste bulunduğu bu arkeolojik alan, sizi mitolojik bir zaman tüneline sokar. Girişte sizi karşılayan sembolik Truva Atı maketi, efsaneyi somutlaştırırken, antik tiyatro ve sur kalıntıları arasında dolaşmak tarihin fısıltılarını duymanızı sağlar.
Şehir Merkezinde Keşfedilecekler
Çanakkale’nin şehir merkezi de tarih ve kültürle yoğrulmuş, keyifli duraklara ev sahipliği yapar. Kordon boyunda yapacağınız bir yürüyüşle gezinize başlayabilirsiniz.
Merkezdeki Önemli Noktalar
- Çimenlik Kalesi ve Nusret Mayın Gemisi: Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan ve boğazın güvenliğinde kilit rol oynayan Çimenlik Kalesi, bugün Askeri Deniz Müzesi olarak hizmet vermektedir. Müzenin bahçesinde, Çanakkale Deniz Zaferi’nin kahramanlarından olan Nusret Mayın Gemisi’nin bir replikasını görebilirsiniz.
- Aynalı Çarşı: “Çanakkale içinde vurdular beni” türküsüyle hafızalara kazınan bu tarihi çarşı, hem hediyelik eşya almak hem de tarihi dokusunu hissetmek için ideal bir yerdir.
- Kordon Boyu: Şehrin sosyal hayatının kalbi olan Kordon, Troya filminin çekimlerinde kullanılan devasa Truva Atı heykeline ev sahipliği yapar. Burada deniz havası alabilir, kafelerde oturup boğazın eşsiz manzarasını izleyebilirsiniz.
Ege Rüzgârı: Bozcaada ve Gökçeada
Çanakkale’nin anakaradaki zenginliği, Türkiye’nin en büyük iki adası olan Bozcaada ve Gökçeada ile taçlanır. Her iki ada da kendine özgü karakterleriyle Ege ruhunu sonuna kadar yaşatır.
Bozcaada: Rengarenk sokakları, şirin taş evleri, ünlü şarap bağları ve buz gibi deniziyle adeta bir masal diyarıdır. Polente Feneri’nde gün batımını izlemek, Ayazma Plajı’nda serinlemek ve adaya özgü lezzetleri tatmak burada yapılması gerekenler listesinin başında gelir.
Gökçeada: Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada, daha sakin ve el değmemiş doğasıyla öne çıkar. Organik tarımı, Rum köyleri, sörf için ideal plajları ve lezzetli zeytinyağları ile otantik bir tatil arayanlar için mükemmel bir seçenektir.
Felsefe ve Huzurun Adresi: Assos (Behramkale)
Tarihin en önemli filozoflarından Aristoteles’in bir dönem yaşadığı ve felsefe okulu kurduğu Assos, tarihi dokusu ve muhteşem manzarasıyla büyüleyici bir yerdir. Behramkale köyünün tepesinde yer alan Athena Tapınağı‘ndan gün batımını izlemek, kelimenin tam anlamıyla nefes kesicidir. Tapınağın bulunduğu akropolden Midilli Adası’na uzanan manzara eşliğinde kendinizi antik çağlarda hissedeceksiniz. Arnavut kaldırımlı sokaklardan inerek ulaşacağınız antik liman ise balık restoranları ve butik otelleriyle huzur dolu bir atmosfer sunar.
Çanakkale, şehitliklerin hüznünden Troya’nın efsanelerine, adaların neşesinden Assos’un dinginliğine kadar çok geniş bir duygu yelpazesi sunar. Bu topraklar, sadece bir gezi destinasyonu değil, aynı zamanda bir anlama ve hissetme yolculuğudur.