Türkiye’nin Trakya bölgesinde, yemyeşil doğası ve binlerce yıllık tarihiyle adeta saklı bir cennet olan Kırklareli, keşfedilmeyi bekleyen sayısız güzellik barındırır. Bulgaristan sınırında yer alan bu huzurlu şehir, İstanbul’a yakınlığıyla hafta sonu kaçamakları için de ideal bir rotadır. Hem Karadeniz’in serin sularına hem de Istranca (Yıldız) Dağları’nın görkemine ev sahipliği yapan Kırklareli, doğa tutkunlarından tarih meraklılarına kadar her türden gezgine hitap eden zengin bir gezi rehberi sunar.
Kırklareli’nin Eşsiz Doğal Güzellikleri
Kırklareli denince akla ilk gelen, şüphesiz eşsiz doğal oluşumlarıdır. Şehir, Türkiye’nin en önemli ekosistemlerinden bazılarına ev sahipliği yapar.
İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı
Avrupa’nın en büyük longoz (subasar) ormanlarından biri olan İğneada, Kırklareli’nin en değerli hazinesidir. Kökleri suyun içinde olan ağaçların oluşturduğu bu büyülü orman, inanılmaz bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Mert, Erikli, Saka ve Hamam göllerini barındıran milli parkta kano gezileri yapabilir, kuş gözlemciliğiyle ilgilenebilir veya işaretlenmiş yürüyüş parkurlarında doğayla baş başa kalabilirsiniz. Özellikle sonbahar aylarında sunduğu renk cümbüşüyle fotoğraf tutkunları için adeta bir stüdyo gibidir.
Dupnisa Mağarası
Istranca Dağları’nın derinliklerinde gizlenen Dupnisa Mağarası, Trakya’nın turizme açılmış tek mağarasıdır. Yaklaşık 4 milyon yıl önce oluşmaya başladığı düşünülen bu doğa harikası, iki kattan ve üç farklı bölümden oluşur: Sulu Mağara, Kuru Mağara ve Kız Mağarası. İçerisindeki sarkıt, dikit ve damlataş sütunları ile ziyaretçilerini adeta farklı bir gezegene götürür. Mağara, aynı zamanda 11 farklı türden binlerce yarasaya ev sahipliği yapmasıyla da ekolojik bir öneme sahiptir.
Tarihin ve Denizin Buluştuğu Duraklar
Kırklareli, sadece doğal güzellikleriyle değil, köklü tarihi ve şirin sahil kasabalarıyla da öne çıkar.
Kıyıköy (Midye)
Pabuçdere ve Kazandere’nin Karadeniz’e döküldüğü bir tepe üzerine kurulmuş olan Kıyıköy, masalsı bir balıkçı kasabasıdır. Tarihi surları, kayalara oyulmuş Aya Nikola Manastırı ve ahşap evleriyle zamanda yolculuk hissi yaşatır. Burada taze deniz ürünlerinin tadına bakabilir, tekne turuyla derelerde gezinti yapabilir veya kasabanın plajlarında Karadeniz’in serin sularının keyfini çıkarabilirsiniz. Gün batımı manzarası ise kelimenin tam anlamıyla nefes kesicidir.
Vize
Uluslararası “Sakin Şehir” (Cittaslow) unvanına sahip olan Vize, Trakya’nın en önemli tarihi merkezlerinden biridir. Trak Kralığı’na başkentlik yapmış bu ilçe, zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Bizans döneminden kalma Vize Kalesi ve “Küçük Ayasofya” olarak da bilinen Gazi Süleyman Paşa Camii, ilçenin en önemli yapılarıdır. Tarihi taş evlerle bezeli sakin sokaklarında yürümek bile başlı başına bir keyiftir.
Şehir Merkezi ve Çevresinde Keşfedilecekler
Kırklareli şehir merkezi ve yakın çevresi de ziyaretçilere keyifli anlar vaat eder.
Kırklareli Müzesi
Şehrin tarihini ve kültürel zenginliğini daha yakından tanımak isteyenler için Kırklareli Müzesi harika bir başlangıç noktasıdır. Arkeoloji ve Etnografya bölümlerinden oluşan müzede, bölgede yapılan kazılardan çıkarılan eserler ve Trakya’nın geleneksel yaşamına ait objeler sergilenmektedir.
Hızırbey Külliyesi
Kırklareli merkezinde bulunan ve 1383 yılında Köse Mihalzade Hızır Bey tarafından yaptırılan bu külliye, şehrin en önemli Osmanlı yapılarından biridir. Cami, hamam ve arastadan (çarşı) oluşan külliye, günümüzde de canlılığını korumaktadır. Tarihi arastada dolaşıp yerel ürünlerden satın alabilirsiniz.
Kırklareli Mutfağından Lezzetler
Bir gezi, yöresel lezzetleri tatmadan tamamlanmış sayılmaz. Kırklareli mutfağı, Balkan ve Trakya esintileri taşır. Bu şehre geldiğinizde mutlaka denemeniz gerekenler şunlardır:
- Kırklareli Köftesi: Az baharatlı ve lezzetli bir köfte çeşidi.
- Hardaliye: Üzüm suyundan yapılan, alkolsüz ve ferahlatıcı bir içecek.
- Sulu Kaçamak: Mısır unundan yapılan geleneksel bir lezzet.
- Poyralı Böreği: Isırgan otuyla hazırlanan yöresel bir börek.
Sonuç olarak Kırklareli; longoz ormanlarından gizemli mağaralara, tarihi kasabalardan lezzetli bir mutfağa kadar ziyaretçilerine çok yönlü bir deneyim sunar. Henüz kalabalıkların istilasına uğramamış bu Trakya incisini keşfetmek için bir an önce yola çıkın ve doğanın, tarihin ve huzurun tadını çıkarın.