Orta Çağ kasabaları, görkemli kaleleri, efsanelere konu olmuş bölgeleri ve el değmemiş doğasıyla Romanya, Doğu Avrupa’nın en gizemli ve büyüleyici ülkelerinden biridir. Drakula efsanelerinin gölgesinde kalsa da, bu ülke ziyaretçilerine çok daha fazlasını sunar. Tarih, kültür ve doğanın iç içe geçtiği bu topraklarda unutulmaz bir seyahat sizi bekliyor. İşte Romanya gezinizde mutlaka görmeniz gereken yerler!
- 1. Başkent Bükreş: “Küçük Paris”in İzinde
- 2. Transilvanya: Efsanelerin Kalbine Yolculuk
- 2.1. Braşov: Gotik Bir Masal
- 2.2. Sighișoara: Zamanın Durduğu Şehir
- 2.3. Sibiu: Kültürel Bir Başkent
- 3. Kaleler ve Doğanın Büyüsü
- 3.1. Bran Kalesi: Drakula’nın Evi mi?
- 3.2. Peleş Kalesi: Bir Kraliyet Rüyası
- 3.3. Transfăgărășan Yolu: Dünyanın En İyi Sürüş Rotası
- 3.4. Tuna Deltası: Bir Kuş Cenneti
Başkent Bükreş: “Küçük Paris”in İzinde
Romanya’nın dinamik başkenti Bükreş, geniş bulvarları, Belle Époque mimarisi ve canlı kültürel hayatıyla bir zamanlar “Doğu’nun Küçük Paris’i” olarak anılıyordu. Şehir, komünist dönemin devasa yapıları ile zarif tarihi binaların ilginç bir kontrastını sunar.
- Parlamento Sarayı: Dünyanın en büyük ikinci idari binası olan bu devasa yapı, Çavuşesku döneminin en somut mirasıdır. Büyüklüğü ve ihtişamı karşısında hayrete düşmemek imkansızdır.
- Lipscani (Eski Şehir): Arnavut kaldırımlı sokakları, tarihi binaları, şık kafe, bar ve restoranlarıyla şehrin kalbinin attığı yerdir. Gündüzleri tarihi keşfederken, geceleri canlı atmosferin tadını çıkarabilirsiniz.
Transilvanya: Efsanelerin Kalbine Yolculuk
Romanya denince akla ilk gelen bölge şüphesiz Transilvanya’dır. Karlarla kaplı dağlar, sık ormanlar ve gotik mimarinin hakim olduğu bu bölge, sizi adeta bir masal diyarına götürür. Burası sadece Drakula’nın değil, aynı zamanda büyüleyici şehirlerin de evidir.
Braşov: Gotik Bir Masal
Karpat Dağları’nın eteklerinde yer alan Braşov, Romanya’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biridir. Orta Çağ’dan kalma surları, renkli evleri ve gotik mimarisiyle büyüleyici bir atmosfere sahiptir. Şehrin merkezindeki Piața Sfatului (Konsey Meydanı) ve heybetli Biserica Neagră (Kara Kilise) mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Tampa Dağı’na teleferikle çıkarak şehrin panoramik manzarasını izlemeyi unutmayın.
Sighișoara: Zamanın Durduğu Şehir
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Sighișoara, Avrupa’nın en iyi korunmuş ve hala yaşamın devam ettiği Orta Çağ kalelerinden biridir. Arnavut kaldırımlı dar sokakları, pastel renkli evleri ve saat kulesiyle zamanda yolculuk yapmış gibi hissedeceksiniz. Burası aynı zamanda Vlad Tepeş (Kazıklı Voyvoda) yani Drakula efsanesine ilham veren tarihi figürün doğum yeridir.
Sibiu: Kültürel Bir Başkent
2007’de Avrupa Kültür Başkenti seçilen Sibiu, sanatsal atmosferi ve kendine has mimarisiyle öne çıkar. Şehrin en ilginç özelliklerinden biri, evlerin çatılarında bulunan ve sanki sizi izliyormuş hissi veren “gözlü pencereler”dir. Piața Mare (Büyük Meydan) ve Piața Mică (Küçük Meydan), şehrin sosyal hayatının merkezidir. Brukenthal Ulusal Müzesi de sanatseverler için harika bir duraktır.
Kaleler ve Doğanın Büyüsü
Romanya’nın ruhunu tam olarak anlamak için efsanevi kalelerini ve nefes kesen doğal güzelliklerini keşfetmek gerekir. Bu yapılar ve manzaralar, ülkenin zengin tarihini ve coğrafi çeşitliliğini gözler önüne serer.
Bran Kalesi: Drakula’nın Evi mi?
Genellikle “Drakula’nın Şatosu” olarak bilinse de, Bran Kalesi’nin Vlad Tepeş ile doğrudan bir bağlantısı yoktur. Ancak sarp bir kayalığın üzerine kurulmuş gotik mimarisi ve gizemli atmosferi, Bram Stoker’ın romanındaki tasvire o kadar uygundur ki bu yakıştırmadan kurtulamamıştır. Kale, bugün Romanya’nın en popüler turistik cazibe merkezidir.
Peleş Kalesi: Bir Kraliyet Rüyası
Sinaia kasabasında yer alan Peleş Kalesi, Bran’ın aksine karanlık ve gotik değil, masalsı ve zariftir. Neo-Rönesans tarzındaki bu yapı, Romanya Kralı I. Carol için bir yazlık saray olarak inşa edilmiştir. İçerisindeki detaylı ahşap oymaları, vitrayları ve zengin dekorasyonuyla Avrupa’nın en güzel kalelerinden biri olarak kabul edilir.
Transfăgărășan Yolu: Dünyanın En İyi Sürüş Rotası
İngiliz televizyon programı Top Gear tarafından “dünyanın en iyi sürüş yolu” olarak adlandırılan Transfăgărășan, Karpat Dağları’nı yılan gibi kıvrılarak aşan bir mühendislik harikasıdır. Sadece yaz aylarında açık olan bu yol, sunduğu baş döndürücü manzaralarla unutulmaz bir deneyim vaat eder. Yol üzerindeki Bâlea Gölü, mola vermek için harika bir noktadır.
Tuna Deltası: Bir Kuş Cenneti
Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yerde oluşan bu devasa delta, Avrupa’nın en büyük sulak alanıdır ve UNESCO Biyosfer Rezervi olarak korunmaktadır. 300’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan delta, özellikle kuş gözlemcileri ve doğa fotoğrafçıları için bir cennettir. Tekne turlarıyla bu eşsiz ekosistemi keşfedebilirsiniz.
Romanya; zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve el değmemiş doğal güzellikleriyle her gezgine hitap eden eşsiz bir ülkedir. Bu rehber sadece bir başlangıç; Romanya’nın her köşesinde sizi bekleyen yeni bir macera ve keşfedilecek bir sır var.