Romanyanın Gizemli Güzellikleri

Avrupa’nın doğusunda, Karpat Dağları’nın eteklerinde yer alan Romanya, çoğu gezginin aklına ilk olarak Drakula efsanesini getirse de aslında bundan çok daha fazlasını sunan büyülü bir ülkedir. Orta Çağ’dan kalma rengarenk kasabaları, görkemli kaleleri, el değmemiş doğası ve canlı şehir hayatıyla Romanya, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim vaat eder. Bu eşsiz coğrafyayı keşfetmek isteyenler için hazırladığımız Romanya gezi rehberi, seyahatinize ilham verecek duraklarla dolu.

Başkentin Canlı Ritmi: Bükreş

Romanya macerasına başlamak için en ideal nokta, ülkenin dinamik başkenti Bükreş’tir. Bir zamanlar “Doğu’nun Küçük Paris’i” olarak anılan şehir, geniş bulvarları, zarif mimarisi ve hareketli sosyal yaşamıyla dikkat çeker. Bükreş’te mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında, dünyanın en büyük ikinci idari binası olan Parlamento Sarayı gelir. Nicolae Ceaușescu döneminde inşa edilen bu devasa yapı, hem büyüklüğü hem de lüksüyle ziyaretçileri şaşkına çevirir.

Şehrin tarihi kalbi olan Lipscani (Eski Şehir) bölgesi, Arnavut kaldırımlı sokakları, şık kafe ve restoranları, sanat galerileri ve canlı gece hayatıyla Bükreş’in en keyifli noktalarındandır. Burada yürüyüş yaparak tarihi hanları ve kiliseleri keşfedebilir, günün yorgunluğunu otantik bir Rumen restoranında atabilirsiniz.

Okudunuz mu?

Romanyada Keşfedilecek Büyülü Yerler

Transilvanya’nın Büyüsü: Kaleler ve Orta Çağ Kentleri

Romanya denince akla gelen ilk bölge şüphesiz Transilvanya’dır. Sisli dağları, gotik kiliseleri ve efsanelere konu olmuş kaleleriyle bu bölge, adeta bir masal diyarıdır. Transilvanya turunuzun olmazsa olmazları şunlardır:

Braşov: Karpatların Kalbi

Karpat Dağları’nın çevrelediği Braşov, Transilvanya’nın en güzel şehirlerinden biridir. Şehrin merkezindeki Piața Sfatului (Konsey Meydanı), renkli barok binaları ve canlı atmosferiyle büyüleyicidir. Meydanın hemen yanında yer alan ve Gotik mimarinin en önemli örneklerinden olan Biserica Neagră (Kara Kilise), şehrin simgesidir. Braşov’a gelmişken teleferikle Tâmpa Dağı‘na çıkarak şehrin ve çevresindeki dağların panoramik manzarasını izlemeyi unutmayın.

Sighişoara: Drakula’nın Doğduğu Şehir

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Sighişoara, Avrupa’nın en iyi korunmuş ve hala yaşamın devam ettiği Orta Çağ kalelerinden biridir. Arnavut kaldırımlı dar sokakları, pastel renkli evleri ve tarihi saat kulesiyle zamanın durduğu hissini yaşatır. Burası aynı zamanda Eflak Prensi III. Vlad, yani bilinen adıyla Kont Drakula‘nın doğduğu yer olarak ünlenmiştir. Doğduğu iddia edilen evi bugün bir restorana dönüştürülmüştür.

Sibiu: Kültür ve Sanatın Buluştuğu Nokta

2007 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilen Sibiu, zarif meydanları, tarihi yapıları ve kültürel zenginliğiyle öne çıkar. Şehrin en ilginç özelliklerinden biri, çatı pencerelerinin sanki sizi izleyen gözler gibi göründüğü “gözlü evler”dir. Piața Mare (Büyük Meydan) ve Piața Mică (Küçük Meydan), şehrin sosyal hayatının merkezidir. Yalanlar Köprüsü’nde (Bridge of Lies) yürümek de Sibiu’nun popüler ritüellerindendir.

Efsanelerin İzinde: Romanya’nın İkonik Kaleleri

Romanya’nın kalesi denince akla iki önemli yapı gelir. Her ikisi de kendine özgü bir karaktere sahiptir.

Bran Kalesi: Drakula Efsanesi

Genellikle “Drakula’nın Kalesi” olarak bilinen Bran Kalesi, bir tepenin üzerine kurulmuş dramatik görüntüsüyle efsaneyi canlı tutar. Bram Stoker’ın romanındaki kaleye ilham verdiği düşünülse de, III. Vlad’ın burada çok kısa bir süre kaldığı tahmin edilmektedir. Yine de kale, gizemli atmosferi, dar koridorları ve Transilvanya’ya hakim manzarasıyla Romanya’nın en çok ziyaret edilen turistik noktasıdır.

Peleş Kalesi: Kraliyet Zarafeti

Sinaia kasabasında yer alan Peleş Kalesi, Bran’ın gotik ve gizemli havasının aksine, masalsı bir kraliyet sarayıdır. Neo-Rönesans mimarisinin en güzel örneklerinden olan bu kale, ahşap oymaları, vitrayları ve lüks dekorasyonuyla adeta bir sanat eseridir. Romanya kraliyet ailesinin yazlık sarayı olarak inşa edilen Peleş, Avrupa’nın en etkileyici kalelerinden biri olarak kabul edilir.

Doğa ve Macera Tutkunları İçin

Transfăgărășan Yolu: Dünyanın En Güzel Yolu

Eğer bir araba yolculuğu planlıyorsanız, dünyanın en güzel manzaralı yollarından biri olarak gösterilen Transfăgărășan‘ı rotanıza mutlaka eklemelisiniz. Karpat Dağları’nı keskin virajlarla aşan bu yol, özellikle yaz aylarında (genellikle Haziran-Ekim arası açıktır) nefes kesen manzaralar sunar. Yol üzerindeki Bâlea Gölü’nde mola vererek bu eşsiz doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

Romanya, tarihi derinliği, kültürel çeşitliliği ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine beklenenden çok daha fazlasını sunan bir ülkedir. Bu gizemli ve güzel ülkeyi keşfetmek, size masallarla dolu unutulmaz anılar bırakacaktır.

Bu yazıya tepkin ne?

0 Beğendim 0 Sevdim 0 Komik 0 Vay Be 0 Üzücü 0 Sinir