- 1. Tarihin ve Kültürün Kesişim Noktası: Büyülü Mardin
- 2. Eski Mardin’in Kalbinde Bir Gezinti
- 2.1. Tarihi Mardin Sokakları ve Abbaralar
- 2.2. Mardin Ulu Camii
- 2.3. Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi
- 3. İnancın ve Bilginin İzinde: Manastırlar ve Medreseler
- 3.1. Deyrulzafaran Manastırı
- 3.2. Kasımiye Medresesi
- 4. Mardin Çevresindeki Keşif Rotaları
- 4.1. Dara Antik Kenti
- 4.2. Midyat ve Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı
- 4.3. Mardin Geziniz İçin Kısa Notlar
Tarihin ve Kültürün Kesişim Noktası: Büyülü Mardin
Gündüzü seyranlık, gecesi gerdanlık… Mardin, Mezopotamya Ovası’na hakim bir tepenin yamacına kurulmuş, adeta zamana meydan okuyan bir masal şehridir. Sarı sıcak kalker taşından yapılmış evleri, daracık labirent sokakları, farklı dinleri ve dilleri bir arada barındıran eşsiz kültürel dokusuyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar. Bu şehir, her köşesinde farklı bir hikaye fısıldayan, yaşayan bir müze gibidir. İşte size taşın şiire dönüştüğü bu kadim kentte mutlaka görmeniz gereken yerler.
Eski Mardin’in Kalbinde Bir Gezinti
Mardin’i keşfetmeye başlamak için en doğru nokta, hiç şüphesiz sit alanı olarak korunan Eski Mardin’dir. Kendinizi bu büyülü atmosferin kollarına bırakın ve adımlarınızın sizi götürdüğü yere gidin.
Tarihi Mardin Sokakları ve Abbaralar
Mardin’i Mardin yapan en önemli özellik, birbirine saygıyla eğilen taş konakların arasından geçen daracık sokaklarıdır. Bu sokaklarda yürürken kendinizi bir zaman tünelinde hissedeceksiniz. Yürüyüşünüz sırasında karşınıza sık sık çıkacak olan abbaralar, yani evlerin altından geçen kemerli geçitler, şehrin mimari dehasının en güzel örneklerindendir. Bu gölgeli geçitler, yazın sıcağından korunmak için mükemmel bir sığınak görevi görür.
Mardin Ulu Camii
Artuklu mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan Ulu Camii, şehrin siluetinin ayrılmaz bir parçasıdır. Dilimli kubbesi ve eşsiz minaresiyle dikkat çeken cami, Mezopotamya Ovası’na bakan avlusundan sunduğu manzarayla da nefes keser. Peygamber Efendimiz’e ait olduğuna inanılan Sakal-ı Şerif‘in burada muhafaza edilmesi, yapıya manevi bir önem de katmaktadır.
Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi
Eski Mardin’in en güzel panoramik manzaralarından birini sunan Zinciriye Medresesi, 1385 yılında Artuklu Sultanı Melik Necmeddin İsa tarafından yaptırılmıştır. Taş işçiliğinin en zarif örneklerini görebileceğiniz medrese, dilimli kubbeleri ve anıtsal portalıyla göz kamaştırır. Terasına çıkarak hem yapının mimari detaylarını inceleyebilir hem de Mardin Kalesi ile uçsuz bucaksız ovanın birleştiği o muhteşem manzarayı fotoğraflayabilirsiniz.
İnancın ve Bilginin İzinde: Manastırlar ve Medreseler
Mardin, yüzyıllardır farklı inançların bir arada hoşgörüyle yaşadığı bir merkez olmuştur. Bu zenginlik, şehrin mimarisine de yansımıştır.
Deyrulzafaran Manastırı
Mardin’e sadece birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Deyrulzafaran Manastırı, Süryani Kadim cemaati için büyük bir öneme sahiptir. Kökleri Güneş Tapınağı’na dayanan ve 5. yüzyılda inşa edilen bu yapı, uzun yıllar boyunca Süryani Ortodoks patriklerinin merkezi olmuştur. Manastır turuna katılarak 4000 yıllık Güneş Tapınağı’nı, Azizler Evi’ni (Beth Kadishe) ve kiliseleri görebilir, Süryani kültürü hakkında derinlemesine bilgi edinebilirsiniz.
Kasımiye Medresesi
Artuklu döneminin bir diğer şaheseri olan Kasımiye Medresesi, mimari yapısı ve barındırdığı felsefi anlamlarla ziyaretçilerini büyüler. Avlusundaki “hayat çeşmesi” olarak bilinen havuz, insanın doğumdan ölüme ve sonrasına uzanan yolculuğunu sembolize eder. Sınıflardaki tavan yüksekliğinin düşüklüğü, öğrencinin hocasına saygısını simgeler. Gün batımında Mezopotamya Ovası’nı izlemek için şehirdeki en ideal noktalardan biridir.
Mardin Çevresindeki Keşif Rotaları
Mardin gezinizi sadece şehir merkeziyle sınırlı tutmayın. Çevresi de en az merkezi kadar etkileyici tarihi ve doğal güzellikler barındırır.
Dara Antik Kenti
Mezopotamya’nın Efes’i olarak anılan Dara, Doğu Roma İmparatorluğu’nun önemli bir garnizon şehridir. Geniş bir alana yayılan antik kentte kaya mezarları, nekropol, sarnıçlar, agora ve zindan kalıntılarını görebilirsiniz. Özellikle yerin metrelerce altına oyulmuş galeri mezarlar ve devasa su sarnıçları, mühendislik harikası olarak insanı hayrete düşürür.
Midyat ve Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı
Mardin’in en az kendisi kadar ünlü ilçesi Midyat, kendine has taş konakları, kiliseleri ve gümüş telkari işçiliğiyle bilinir. Midyat’ın tarihi sokaklarında kaybolduktan sonra rotanızı dünyanın ayakta kalan en eski Süryani Ortodoks manastırı olan Mor Gabriel Manastırı‘na çevirebilirsiniz. Bu yaşayan manastır, 1600 yılı aşkın süredir varlığını sürdürmekte ve hala bir ruhani merkez olarak hizmet vermektedir.
Mardin Geziniz İçin Kısa Notlar
- Ne Yenir? Kaburga dolması, sembusek (kapalı lahmacun),lebeniye çorbası ve mırra kahvesini denemeden dönmeyin.
- Ne Alınır? Midyat’tan telkari gümüş takılar, bıttım sabunu, Süryani şarabı ve yöresel baharatlar harika birer hediye seçeneğidir.
- Ne Zaman Gidilir? Mardin’i gezmek için en ideal zamanlar, havanın bunaltıcı olmadığı ilkbahar (Nisan-Mayıs) ve sonbahar (Eylül-Ekim) aylarıdır.
Mardin, sadece gezilecek yerler listesinden ibaret bir şehir değildir. O, taşın, inancın ve tarihin ruhunu hissedeceğiniz, her adımda sizi kendine daha çok bağlayacak eşsiz bir deneyimdir. Bu kadim şehrin dar sokaklarında kaybolmaya ve Mezopotamya’nın altın sarısı manzarasına karşı hayallere dalmaya hazır olun.